Kültürel sömürgecilikle olan mücadeleye vurgu yapan Ersoy, görüşmede Nevruz’un Türk dünyasının kadim köklerinden beslenen bir anlayışı temsil ettiğini belirtti.

Eskilerin doğanın canlandığı bu dönemi ‘yeni gün’ adıyla kutlayarak ona kut atfettiğini, önem verdiğini ifade eden Ersoy şunları söyledi:

"Nevruz, atalarımızın yaşadıkları dünyayla nasıl bütünleştiğini, doğayı ne denli iyi tanıyıp ona nasıl uyum sağladıklarını, hayata verdikleri değeri ve neticede bütün bunları nasıl muazzam bir yaşam biçimine dönüştürdüklerini gösteren binlerce yıllık bir aynadır."

Nevruz’un, altında yatan bu köklü tarih ve kültürle yaşatılarak Türk dünyasının kadim geçmişine açılan bir kapı olarak görülmesi gerektiğini söyleyen Ersoy, bu farkındalık ve bilince sahip olunmasını önemsediğini dile getirdi.

TÜRKSOY'un 32 yıldır verdiği mücadele ile Türk dünyasının kalbinde yer ettiğine de vurgu yapan Ersoy, "Dünya döndükçe, çocuklarımızın öz kimliğini bütün zenginlik ve çeşitliliğiyle bilmesini sağlamak kesinlikle ödün vermeyeceğimiz bir sorumluluktur." dedi.

Bakanlığın, TÜRKSOY'un çalışmalarına verdiği desteği vurgulayan Ersoy, "Nasıl ki masada hedefi ve amacı birlikte belirliyoruz, sahaya inildiğinde de omuz omuza birlikte ilerleyeceğiz." dedi.

Türk dünyasının Nevruz Bayramı’nı kutlayarak TÜRKSOY’un çalışmalara sunduğu katkı için teşekkür eden Bakan Ersoy sözlerini şöyle tamamladı:

"Masadan cepheye, kalemden kelama, sanattan siyasete tarih boyunca Türk milletinin varlık mücadelesine kanını, terini, ömrünü vakfetmiş bütün geçmişlerimizi rahmetle, saygıyla ve minnetle yad ediyorum.

TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev ise yaptığı konuşmada “Nevruz, sadece baharın gelişi değil; Türk’ün töresi, Türk’ün bayramıdır! Asırlardır Türk Dünyası’nda kardeşliği, birliği, bereketi ve dirilişi simgeleyen bu köklü gelenek, bizleri ortak kültürel hafızamızda buluşturan güçlü bir bağdır.” ifadelerini kullandı.