Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"Sizlerin vasıtasıyla Kızılay ailesinin her bir mensubuna ‘İnsanların en hayırlısı insanlara en fazla yararı dokunandır.’ şuuruyla çalılşan herkese selamlarımı sevgilerimi gönderiyorum.

Türkiye Kızılay derneğimizin 105. olağan genel kurulu vesilesiyle sizinle olmanın gururunu taşıyorum. 157 yıllık merhamet çınarımız Türk Kızılay'ın tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Çalışanından gönüllüsüne tüm kardeşlerime şahsım ve milletim adfına şükranlarımı sunuyorum.

Bundan tam 157 yıl önce Osmanlı yaralı ve hasta kardeşlerimize kuruluş vesilesiyle kuruldu. Varlık, yokluk mücadelesi verdiğimiz dönemde Kızılay inşa ettiği istiklal ve istikbal taşlarından biri oldu. Kızılay, Erzincan depreminden asrın felaketine milletimizin her zaman yanında oldu.

Tüm kriz bölgelerimizde de ön safta gördük. Salgınlarda doğal afetlerde ülkemizin desteğine ihtiyaç duyulan her yerde mazlumların imdadına  koştu. Milletimizin yardım ve dayanışma elini dünyanın dört bir yanına uzatan

Bundan 157 yıl önce başlanan yolculukta 513 şube ve temsilciliğiyle 400 bine yakın gönüllüsüyle 4 hastanesi, 2 tıp merkeziyle, 94 göçmen faaliyet alanı, aşevleri, huzurevleri ile geniş bir yelpazede çok kıymetli bir müessese haline gelmiştir.

Ülkemizin kan ihtiyacının toplam talebin yüzde 97'sini temin etmesi de önemlidir. Nisan ayı itibarıyla bağışçılarının sayısı 1 milyon 179 bine ulaştı. Bu sayıların artarak devam edeceğine inanıyorum. 

Kaybettiğimiz 50 bin vatandaşımızı geri getiremesek de Kahramanmaraş depremlerinin yaralarını hızla sarıyoruz. 200 bin konutun anahtarlarını vatandaşlarımıza teslim ettik, 250 bin ilave destek ile toplam sayıyı 450 bine çıkaracağız.

Eskisinden daha güçlü, depreme dirençli hale getirene kadar şehirlerimizi ihya edeceğiz. Kentsel dönüşüm konusunda da kapsamlı hazırlık içerisindeyiz. Bu meselede artık kimsenin kaprisleriyle vakit kaybedemeyiz. Ülkemizde sayıları az ama sesi çok çıkan bir kesim var.

Bunlar mensubu oldukları tasada ve sevinçte birleşemiyorlar. Deprem gibi, afetlerde yardımlaşma gibi konuların milli mesele olduğunu kabullenemiyorlar. 6 Şubat depreminde neler yaşandığını hatırlıyoruz. Bizim deprem turisti dediğimiz güruh hemen istismara başladı.

Devletimize ve kurumlarımıza saldırdılar. Sahada çalışan yardım kuruluşlarımızı hedef gösterdiler. En sancılı günlerimizde bedava ev vaadedenlerin iftira atanların hiçbiri şimdi ortalıkta yok. 820 gündür deprem bölgesindeler. Bu süreçte milletin derdiyle dertlenen kurumlarımızdan biri de Kızılay'dır. 

İnsan plazmasının ham madde olarak kullanılması suretiyle kritik ilaçların üretileceği yerli plazmadan ilaç üretimi projesi Kızılay'ın biyoteknoloji alanında eriştiği seviyeyi net bir şekilde ortaya koyuyor.

Önceki hafta İstanbul'da meydana gelen depremde Kızılay'ımız yine sahadaydı, halkının yanındaydı. 350 noktada 1650 personeli 319 aracı ile milletimizin imdadına koşmuş ve milleti için seferber olmuştur. Depremle sarsılan kardeşlerimiz kim var diye etraflarına baktıklarında Kızılay'ı, AFAD'ı görmüştür. Kimin iş yaptığı kimin şov yaptığı bir kere daha anlaşılmıştır.

Ramazan boyunca 840 bin kişilik iftar sofraları kurdu. Kızılay Gazzeli kardeşlerimizi de asla yalnız bırakmamıştır. Gazze'de diğer yardımların yanısıra günlük 15 bin kişilik gıda yardımı yapılıyor. Nerede hilali bekleyen bir mazlum varsa hiçbir engel tanımadan yardım etmeye çalışıyor. 

Hükümet olarak 23 yılda olduğu gibi üstümüze ne düşüyorsa yapmaktan çekinmeyeceğiz. Kızılay'ımızı hedef alan alçak iftiralar karşısında halkımıza doğrusunu anlatmaktan yorulmamalısınız. Milletin verdiği kaynakların kullanılmasında hassasiyet seviyesinde olması gerekir. 

Hakikat güneşinin eritemeyeceği hiçbir yalan yoktur. Kızılayı hedef alan yalan ve iftiralara karşı pes etmemeli ve milletimize anlatmalısınız. Milletin dişinden, tırnağından kısıp verdiği yardımlar konusunda da mutlaka çok hassasiyet içinde hareket etmek gerekmektedir. 

Hiçbir şüphe gölgesinin düşmesine izin vermemeliyiz. Bu düşüncelerle Kızılay 105. Genel Kurul'un hayırlara vesile olmasını diliyorum."