Aktürk, Hibya Haber Ajansı’na verdiği demeçte, “Amacım hem kendimi geliştirmek hem de Diyarbakır kültürünü edebiyat aracılığıyla yaşatmak” dedi.

Erzurum Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu olan Aktürk, yaklaşık dokuz yıldır gazetecilik yaptığını ve halen Diyarbakır Mücadele Gazetesi’nde muhabirlik görevini sürdürdüğünü söyledi. Yazarlık serüveninin lise yıllarında başlayan bir aşkın etkisiyle şekillendiğini belirten Aktürk, ilk şiir kitabı 'Hivru'yu Ayten adlı sevdiği kişiye ithaf ettiğini vurgularken “Ayten, ‘ay yüzlü’ demek. Kürtçede ‘Hivru’ da aynı anlama geliyor. Bu yüzden kitabıma o adı verdim.” dedi.

Aktürk, “Şoreş” ve “Ayben” adlı şiir kitaplarının da “Hivru”nun birer devamı niteliğinde olduğunu, dördüncü eseri “Derd”in ise şiirden romana geçiş yaptığı ilk kitap olduğunu belirtti. “Derd”, askerdeyken kaleme alınan ve şehirler arası bir otobüste kesişen hayatları konu edinen bir roman olduğunu kaydeden Aktürk, “Kitaptaki her karakterin bir acısı var; bu yüzden esere ‘Derd’ adını verdim” diye konuştu.

Aktürk, Diyarbakır kültürünü gelecek nesillere aktarma amacıyla kitaplarını yalnızca edebi birer eser olarak değil, aynı zamanda gönüllülük faaliyetlerinin bir parçası olarak da değerlendirerek “Eserlerimi kültürel gönüllülük faaliyetlerine dahil ediyorum. Gençlerle yaptığımız çalışmalar sayesinde hem okuma alışkanlığı kazandırıyoruz hem de şehrimizin kültürünü anlatıyoruz” ifadelerini kullandı.

Gazetecilik, belgesel yönetmenliği ve gönüllülük faaliyetleri sırasında zaman zaman yol ayrımlarına geldiğini dile getiren yazar Aktürk, “İlham gelmediğinde kelimeleri iğne oyası gibi işlemek zorlaşıyor. Ama pes etmek yerine doğruyu aramaya devam ettim” ifadelerini kullandı.

Öğrencilere ve gençlere yönelik yazmayı tercih ettiğini söyleyen Aktürk, “En büyük destekçilerim onlar. Ben de onları mahcup etmemek için daha çok çalışıyorum” dedi ve ekledi:

“Engellerine rağmen hayata tutunan insanları örnek alıyorum. Gençlere de aynı mücadele ruhunu öneriyorum.”